Bugun...



TÜBAKKOM: İstanbul Sözleşmesinden Vazgeçmiyoruz

Adana Barosu ile Türkiye Barolar Birliği Kadın Hukuku Komisyonu (TÜBAKKOM) tarafından 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında Ceyhan’da basın açıklaması gerçekleştirildi.

facebook-paylas
Güncelleme: 25-11-2021 15:37:14 Tarih: 25-11-2021 15:27

TÜBAKKOM: İstanbul Sözleşmesinden Vazgeçmiyoruz

Adana Barosu ile Türkiye Barolar Birliği Kadın Hukuku Komisyonu (TÜBAKKOM) tarafından 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında Ceyhan’da basın açıklaması gerçekleştirildi. Ceyhan Adelet Sarayı önünde gerçekleşen basın açıklamasında, ‘İstanbul Sözleşmesinden Vazgeçmiyoruz’ denildi.

Ceyhan Adalet Sarayı önünde yapılan basın açıklamasına; Adana Baro Başkanı Semih Gökayaz, Başkan Yardımcısı Miyaser Önenli, Ceyhan Baro Temsilcisi Öznur Özbek ile çok sayıda avukat katıldı. Basın açıklaması sonrası orada bulunan vatandaşlar avukatlara alkışlarla destek verdi. 

 

SERAP ÖNER’İN DURUŞMASI TAKİP EDİLDİ


Basın acıkmasının ardından Adana Baro Başkanı Semih Gökayaz, Ceyhan Baro Temsilcisi Öznur Özbek ile birlikte çok sayıda avukat geçtiğimiz yıl boşanmak istediği kocası tarafından bıçaklanarak öldürülen Miyaser Öner’in duruşmasını takip etti.

 

‘‘KADIN ÖZGÜR BİREYDİR’’ 

 

Yapılan açıklamada, ‘25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde kadınlar, dünyanın her yerinde; yaşamın her alanında karşılaştıkları ayrımcılığa, sömürüye, cinsiyet eşitsizliğine, ev içi şiddete, toplumsal şiddete dikkat çekerek, mücadele ve dayanışma ruhuyla kadınlara yönelik şiddetin önlenmesi için etkin, sürdürülebilir mücadele için toplumu, ilgili kurum ve kuruluşları görevlerini yapmaya yasaları uygulamaya çağırmaktadır. Ülkemizde kadınların hukuki kazanımlarına karşı yürütülen sistematik çalışmalar sonucunda, kadına yönelik şiddetin giderek arttığını, en temel insan hakkı olan yaşam hakkının vahşice ihlal edildiğini endişeyle gözlemlemekteyiz. İstanbul Sözleşmesinden hukuka aykırı bir şekilde çekinilmesi, Türk Medeni Kanunuyla ve 6284 sayılı Yasa ve Uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan kadın hakları kazanımlarını ortadan kaldıracak düzenlemelerinin yapılacağının kamuoyunda sürekli gündemde tutulması, laik ve bilimsel eğitimden uzaklaşılması toplumsal cinsiyet eşitliğine aykırı açıklamaların desteklenmesi, toplumsal cinsiyet derslerinin müfredatlardan çıkartılması, kadını özgür birey olarak görmeyip, sadece aile içinde bir birey olarak sınırlandıran zihniyetin oluşmasına yol açan politik uygulamalar v.b gibi nedenlerle kadınlar daha fazla şiddete açık hale getirilmektedir.’

 

‘‘ŞİDDETE UĞRAYAN KADINLARIN KORUNMASI DEVLETİN SORUMLULUĞUDUR’’


Açıklamanın devamında,’Kadına yönelik her türlü şiddetin önlenmesinde yasal mevzuatın önemini biliyoruz. Ancak bunun yanında mevcut yasal düzenlemelerin ve uluslararası mevzuatın eksiklik ve tutarlılıkla uygulanmasının daha da önemli olduğunun farkındayız. Maalesef ülkemizdeki yasal düzenlemeler uygulamalara yansımamakta; Siyasilerin, Üniversitelerin, Diyanet İşleri Başkanlığının, Kamu Kurum ve Kuruluşlarının kadına yönelik açıklamalarının kadınların yasalarla elde ettiği kazanımların uygulanabilirliği ortadan kaldırmaktadır. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi Devletin kadınları korumaya yönelik önlemleri ve şiddete yönelik politikalarıyla birebir ilgilidir. Erkek şiddeti, kadın cinayetleri, kadının korunması temel bir politika olarak ele alınmalıdır. Kadına yönelik şiddetin ortadan kaldırılması ve şiddete uğrayan kadınların korunması devletin sorumluluğundadır.

 

‘‘İSTANBUL SÖZLEŞMESİ ÖNCELİKLİ TALEBİMİZDİR’’

 

‘Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için yasal mevzuatın yanında ,toplumsal zihniyetin değiştirilmesi  de çok önem arz etmektedir Bu bağlamda, devletin çok yönlü ve bütüncül politikalar üretmesi yanında ,bu mücadelenin toplumsal düzeyde genele yayılarak etkin ve kararlı yürütülmesi gerekmektedir. Ancak günümüzde   ülkemizde zihniyet dönüşümüne yol açacak politikalar oluşturmadığı gibi tam tersi kadınların insan haklarını koruma altına alan kanunları ve uluslararası sözleşmeleri kaldırmaya yönelik çalışmalara destek olunmasının   ve İstanbul Sözleşmesinden hukuka aykırı olarak çekinilmesinin  kadına yönelik şiddette kadınları korumasız bıraktığını  ve kadınların yaşam hakkının ihlaline yol açtığını görmekteyiz. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için Türk Medeni Kanun’u, 6284 sayılı Kanun, Uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan kadın haklarının tüm kurum ve kuruluşlarla eksiksiz uygulanması, Aile Hukuku ve kadına karşı şiddet alanlarında uzlaşma ve arabuluculuk uygulamalarının kabul edilmemesi, nafaka konusunda yasal bir değişiklik yapılmaması ve İstanbul Sözleşmesinin yeniden yürürlüğe sokulması öncelikli taleplerimizdir.’

 

‘‘MÜCADELEMİZE DAYANIŞMA RUHUYLA DEVAM EDECEĞİZ’’


Son olarak, ‘TÜBAKKOM ve Kadın Hukuku Komisyonları / Merkezleri olarak, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde, her gün olduğu gibi, kadınların Cumhuriyetimizle, Anayasa’mız, yasalarımız ve Uluslararası sözleşmelerle elde ettiği kazanımları ihlal edecek veya ortadan kaldıracak düzenleme ve değişikliklerin karşısında olmaya ve İstanbul Sözleşmesinin yeniden yürürlüğe sokulması için talepkâr olmaya devam edeceğimizi, yasaların eksiksiz olarak uygulanması konusunda tüm kamu kurum ve kuruluşlarının uygulamalarını takip edeceğimizi, kadına karşı şiddetin ortadan kaldırılması için mücadelemizi dayanışma ruhuyla sürdüreceğimizi kamuoyuyla paylaşıyoruz’ denildi.




Bu haber 323 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER ADANA Haberleri

ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU
YAZARLAR
resmi ilanlar
GAZETEMİZ

Henüz anket oluşturulmamış.
NAMAZ VAKİTLERİ
GÜNLÜK BURÇ
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI